İstatistik


İSTATİSTİK NEDİR, TARİHÇESİ, GELİŞİMİ VE ÖNEMİ

 

İSTATİSTİK KAVRAMI Belirli bir olayın gözlemlenmesi sonucu, onun büyüklüğü, kıymeti, dağılımı, vb. özellikleri hakkında elde edilen rakamlardır. Bu rakamları elde etmek için veriler toplanır, işlenir, analiz edilir ve yorumlanır (Hane halkı İşgücü İstatistikleri, Ücret istatistikleri, Çalışma istatistikleri, Evlenme İstatistikleri, Boşanma İstatistikleri, Tarım İstatistikleri, Gaz ve Su istatistikleri, Vergi İstatistikleri, Tapu İstatistikleri, Ulaştırma İstatistikleri, Milli Eğitim İstatistikleri, vb.). Sonucun sağlıklı olması, elde edilen bilgilerin nasıl toplanmış olduğunu gösterir. İyi bir istatistik çıkarmak için öncelikle çeşitli dallardan gerekli olan bilginin toplanması, sonra da bu bilgilerin sayılarla ifade edilmesi gerekir. Ülkemizde resmi istatistik bilgilerini, Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) toplar ve sonuçlandırır.Devlet bu sonuçlarla ilgili bazı planlar yapar. Örnek: Şehirler Plaka Nüfus Bölge İstanbul 34 13.500.000 Marmara 1 Ankara 06 3.500.000 İç Anadolu 2 İzmir 35 3.000.000 Ege 3 İSTATİSTİĞİN TARİHÇESİ İstatistik sözcüğü İtalyan kökenlidir. İtalyancada devlet işleriyle uğraşan kişi anlamına gelen ’’statista’’ ile devlet ve durum anlamına gelen ’’stato’’ sözcüklerinden türetilmiştir. İstatistiğin orijinal anlamı, devlet adamının ilgilendiği durumlarla ilgili toplanan bilgidir. İstatistik bu anlamda 16. yüzyılda İtalya’da kullanıldı. Buradan Fransa, Hollanda ve Almanya’ya yayıldı. İstatistik, 17. ve 18. yüzyıllarda üniversitelerde öğretilmeye başlandı. İstatistikler, devletlerin coğrafya, ekonomi ve nüfus gibi önemli belirleyici niteliklerinin, aslına uygun olarak sunumunda etkin olarak 19. yüzyılın başlarına kadar kullanılmıştır. İstatistik başlangıçta teknik bir disiplin olarak ele alınırken günümüzde bir bilim dalı olarak kendini kabul ettirmiş, ulusal ve uluslararası boyutta gelişmelerin temelini oluşturmuştur. Son 30 yıla damgasını vuran ve çağımızda bilgi çağı olarak adlandırılan gelişmeler istatistiği evrensel bir konuşma dili konumuna getirmiştir. Günümüzde ulusal ve uluslararası sosyal ve ekonomik gelişme hedeflerinin belirlenmesi ve bu hedeflerin başarısı güncel, güvenilir istatistiklerle sağlanmaktadır. Doğru bilgi, doğru yorum ve doğru karar sürecinde araştırmacılar, politikacılar, karar alıcılar ve tüm bireyler çalışmalarında istatistik’i bilgileri etkin olarak kullanmaktadırlar. Tarihi perspektifte istatistiğin doğuşu incelendiğinde uygulama ve metodolojiyi birbirinden ayırmak gerekir. İlk çağda bile insanlar bazı toplu olayları belirleme ihtiyacı duymuşlardır. Devletlerin kurulması ile birlikte insanlar sınır belirleme, vergi toplama, toprak dağılımına yönelik amaçlarla ayrıca dil, din farkı olan toplulukların nüfus büyüklüğünü belirleme, askere alma amaçlı bilgiler toplamaya ve bunların kayıtlarını tutmaya başlamışlardır. İstatistik, 17. yüzyıla kadar sadece bilgi kaydetme şeklinde gerçekleşiyordu. Ancak 18. ve 19. yüzyıllarda J. Bernoulli (1645-1705) ve K. Gauss’un (1777-1855) katkılarıyla matematik temelleri üzerine oturtulmuş, ihtimal teorisi geliştirilmiştir. Sosyal ve antropolojik olaylara istatistiği kapsamlı bir şekilde uygulayan ilk matematikçi olan Adolphe Quetelet (1796-1874) ise modern istatistiğin kurucusu olarak kabul edilmiştir. 20. yüzyılın başında R. A. Fisher, W. S. Gosset’in katkılarıyla tahmin yapma ve karar verme konuları ön plana çıkarak istatistik artık sayısal verilerin yorum ve değerlendirmesini yapan bir bilimsel metotlar topluluğu haline gelmiştir. İstatistik ilmi zaman içinde geliştikçe günlük hayatımızda hemen hemen her konuda kullanılır hale gelmiştir.

 

İSTATISTIĞIN DOĞUŞU VE GELIŞIMI

 

İstatistiğin Doğuşu ve Gelişimi İstatistik başlangıçta teknik bir disiplin olarak ele alınırken günümüzde bir bilim dalı olarak kendini kabul ettirmiş, ulusal ve uluslararası boyutta gelişmelerin temelini oluşturmuştur. Son 30 yıla damgasını vuran ve çağımızda bilgi çağı olarak adlandırılan gelişmeler istatistiği evrensel bir konuşma dili konumuna getirmiştir. Günümüzde ulusal ve uluslararası sosyal ve ekonomik gelişme hedeflerinin belirlenmesi ve bu hedeflerin başarısı güncel, güvenilir istatistiklerle sağlanmaktadır. Doğru bilgi, doğru yorum ve doğru karar sürecinde araştırmacılar, politikacılar, karar alıcılar ve tüm bireyler çalışmalarında istatistiki bilgileri etkin olarak kullanmaktadırlar. Tarihi perspektifte istatistiğin doğuşu incelendiğinde uygulama ve metodolojiyi birbirinden ayırmak gerekir. İlk çağda bile insanlar bazı toplu olayları belirleme ihtiyacı duymuşlardır. Devletlerin kurulması ile birlikte insanlar sınır belirleme, vergi toplama, toprak dağılımına yönelik amaçlarla ayrıca dil, din farkı olan toplulukların nüfus büyüklüğünü belirleme, askere alma amaçlı bilgiler toplamaya ve bunların kayıtlarını tutmaya başlamışlardır. Devlet İstatistik Enstitüsü nün Önemi ve İşlevi Toplumların geleceğini görebilmesi, planlayabilmesi ve gelişmesi için istatistiki bilgiler büyük önem taşır. Cumhuriyetimizin ilk yılllarında çok önemli sorunları olmasına rağmen, istatistiki bilginin bu denli önem taşıması nedeniyle, bu işlevi yerine getirebilmek için 1926 yılında bir istatistik örgütünün kurulmasına karar verilmiştir. Savaştan çıkmış bir toplumda, bilgi yoksulluğuyla, çözümü gereken çeşitli sorunlar olmasına rağmen, bütün bu sorunlar içinde, her şeyi zamana ve mekana göre değerlendirmenin bilincinde olan büyük devlet adamı Mustafa Kemal, istatistiği de düşünmüştür. Bu çerçevede kurulan ve Türkiyenin istatistik bilgilerini üreten DİE, ülkemizin sürekli olarak gelişme sürecini izleyerek, demokrasiyi tam anlamıyla gerçekleştirebilmesi için gereken bilgileri bağımsız, tarafsız ve güvenilir olarak üreten önemli bir kuruluş olmuştur. Bu nedenledir ki, DİEnin ürettiği bilgiler, yayımladığı istatistik ve göstergeler; kamu kurum ve kuruluşları, özel kuruluşlar, karar alıcılar ve araştırıcılar için güvenilir yol göstericilerdir. DİE, ülkemizde ulusal ve uluslararası boyutta yararlar sağlayacağı inancıyla, en uçtaki kullanıcıdan, karar alıcıya kadar geniş bir yelpaze içinde yer alan tüm kurum ve kuruluşların veri ve bilgi ihtiyacını gidermeyi amaçlayan çalışmalarını geliştirerek devam ettirmektedir. Çağımızın bilim, teknoloji ve iletişim çağı olması nedeniyle, gerekli bilgi ve iletişim olanaklarına sahip olan ve bundan yararlanabilen ülkeler büyük bir üstünlük sağlamaktadır. Bir ülkede demokrasinin niteliği, ekonomik kararların etkinliği, toplumsal sorunların çözümü, çok sağlıklı ve güçlü bir istatistik yapısı, bilgi sistemi alt yapısıyla ve giderek bilim, teknoloji ve bilgi akışını sağlamakla mümkün olabilmektedir. Bugün bilginin üretilmesi kadar, bilgilerin açık ve hızlı biçimde topluma aktarılması da büyük önem taşımaktadır. Çünkü teknolojik ve ekonomik gelişmelerin baş döndürücü olduğu çağımızda, bilgileri zamanında derlemek, değerlendirmek ve politikaları zamanında uygulamaya etkin biçimde koymak, büyük yarar ve üstünlük kazandırmaktadır. Bu bakımdan DİEnin yaptığı görev, özellikle içinde bulunduğumuz bilgi, teknoloji ve iletişim çağında çok daha büyük önem taşımaktadır. Bu gelişmelerin bilincinde olan DİE, kurumlaşmış, ileriye doğru yatırım yapan bir kuruluştur.

 

ISTATISTIKSEL HATALAR

 

HATALAR Fiziksel büyüklüklere ait ölçü sonuçlanın tek bir sayı ile ifade etmek mümkün değildir.ne kadar dikkatli ölçme yapılırsa yapılsın ne kadar doğru aletler kullanılırsa kullanılsın hatasız bir ölçme yapılamaz. Ancak hata bilinirse ölçme sonucunun bir anlamı olur. Kullanılan metodlar cihazların kalitesi ve deney yapanın bilimsel ve psikolojik durumu elde edile ölçü sonucunun gerçek değerine yakınlığına etki eden temel faktörlerdir. Yapılacak toplam hata genel olarak iki hata gurubunda toplanabilir. Bunlar kaynaklan önceden belli olan ve hesap yolu ile tayin edilebilen tayin edilebilir hatalar ve kaynaklan kişiden kişiye ve zamandan zamana değişen ve değişik etkenlere göre hesap edilme imkanı bulunmayan tayin edilemez hatalardır. Hata kaynakları hangi türden olursa olsun genellikle karşımıza şu şekilde çıkarlar Bunlardan birincisi kullanılacak cihazların yapım hatalarıdır. Her imal edilen cihaz referans standart değildir. Bundan dolayı bu tip cihazları kalibrasyonlarının yapılması gerekir. Ölçme sonuçlarının analizi yapılırken hatanın miktarı ve çeşidinin iyi bilinmesi gerekir. Ölçmedeki hata ölçülen değer ile gerçek değer arasındaki farktan oluşur. Gerçek değer daha doğal ölçme yapan cihazlar ile elde edilir. Genel olara hatalar üç gurupta toplanır. - Sistem veya cihaz içi hatalar - Sistem veya cihaz dışı hatalar - Rastlantı hataları Sistem veya cihaz içi hatalar Sistem veya cihaz içi hataları tekrarlı ölçmelerde sabit olan veya değişmeyen hatalardır.Bu hatalar imalat esnasındaki fabrika yapım hataları referans ayar ve kalibrasyon hatalarıdır. Sistem veya cihaz içi hataları cihazın mekanik ve elektriksel karakteristiklerinden oluşur. Bunlar sürtünme, histerezis ve çeşitli lineersizliklerdir. Bu hataların olmaması veya azaltılması için cihazın uygun standartlar ile sık sık kalibrasyonunun yapılması gerekir. Bunlardan bazıları aşağıda belirtilmiştir. a) Sıfır hatası: Ölçü aletinin sıfır ayarının hatalı olmasından kaynaklanır.Mesela bir voltmetrenin bütün ölçmelerde 0.5v az ölçme yapması sıfır ayarının hatalı olduğunu gösterir. b) Skala hatası: Bu hata ölçülecek olan işaretin genliğine bağlı olarak uygun kademenin seçilmesindeki ve skalanın lineer olmamasından kaynaklanır. Skala lineer değilse bunun düzeltilmesi gerekir.Düzeltilemez ise her noktadaki hatanın tesbit edilerek ölçü sonuçlarına eklenmesi veya çıkarması gerekir. c) Cevap zamanı hatası: Ölçülen büyüklüğün hızlı değişmesi ve cihazın bu değişimi takip edememesinden kaynaklanır. Bu hata ölçü aletinin mekanik aletinden kaynaklanır. d) Yükleme hatası: Ölçü aletinin devreye bağlanmaması durumunda devrede bir enerji çeker. Bundan dolayı ölçü aleti devreye ve ölçülen parametreye etki eder. Voltmetrenin direncinin sonsuz ve ampermetrenin direncinin sıfır olmasından dolayı her birinin devreye etkisi olur. Sistem veya cihaz dışı hatalar Sistem veya cihaz dışı hataları insan ve diğer dış kaynaklı hatalar olmak üzere iki gurupta toplanabilir. İnsan kaynaklı olanlar yanlış okuma, yanlış skala seçimi, cihaz ayarının yanlış yapılması, yanlış uygulama ve hatalı hesaplama şeklinde özetlenebilir. Bunların nedeni insanın bilgisizliği psikolojik ve fiziksel yorgunluğu ve dikkatsizliği olabilir. Bu hatalar insandan insana değişir. Yüksek sıcaklık, rutubet, elektrik ve manyetik alan gibi dış etkilerden oluşan hatalara da bu sınıfa girer. Cihazın yanlış ve hatalı kullanılmasından doğan hatalarda bu sınıfta değerlendirilebilir. Bunları önlemek için operatörün bilgili ve dikkatli olması sonuçların kantural olması dış etkilerden korunulması ve cihazın uygun yerde kullanılması gerekir. Rastlantı hataları Belirsiz nedenlerden dolayı ortaya çıkan hatalardır.genlik ve polaritesinin ne zaman nasıl ve ne kadarı değişeceği belli olmayan durumlarda söz konusudur. Rastlantı hataları özellikle tekrarlı ölçme yapılması durumunda ortaya çıkar. Bunların belirlenmesi oldukça zordur. Bunlar statik yolla belirlenir. Bunlardan bazdan aşağıda belirtilmiştir. Yuvarlaklaştırma hatası ibrenin ara değerlere sapması durumunda okuma yaparken en yakın bir üst veya bie alt değere kaydırılırken yapılan hatadır. Diğer bir hata ibrenin gerçek değer civarında dalgalanması sonucunda iyi bir okumanın yapılmaması sonucunda ortaya çıkan hatadır.Gürültü, yüksek sıcaklık ,rutubet, elektrik ve manyetik alan gibi dış etkilerden oluşan dış kaynaklı hatalar olmakla birlikte zaman ve değerleri kesin olarak belirlenemez ise bunlarda bu sınıfa girerler

 

 
 
 






 
toplam 71478 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol